21 yıllık eşim Yaşar'ın 46. doğum günü için çabucak bir pasta yaptım. Neden çabucak? Çünkü işten eve gelişimden kısa bir süre sonra eşim eve geliyor ona çaktırmamam lazım :) Çok fazla zamanım olmadığı için çok uğraşamadım pastayla, yazılarından da anlaşılıyor zaten :D
Dün yaptığımı gördü ama sipariş olduğunu söyledim, o da anlamadı oğlum Enes gibi :D Yaklaşık 10 dakika önce televizyon izliyordu, ben de Enes'le elimde pasta, onun arkasında durdum. Birkaç şey söyledim ama dikkati hala televizyondaydı. Enes'le gülüşünce bize baktı birden ve şaşırdı elimde pastayı görünce. Tabi bizim gülüş, bildiğiniz kahkahaya dönüştü :D
İşte yine güzel bir doğum günü serüveniyle sizlerleydim. Unutmadan, resimler aşağıda :)
Pastanın üstündeki kart da doğum günü hediyesi. Eşim koyu bir Fenerbahçe'lidir de... Alex'in imzası olabilecek en muhteşem hediye olmalı, değil mi? :))
Beynimizin, hayal gücümüzün, belki de benliğimizin içinde barındırdığı o çocuk, şeker hamurlarında hayat buluyor. Çocukluğunu yaşayamamışcasına şekil ver, desen yap, oyna o hamurla. Ta ki senin istediğin şekle bürünene, seni tatmin edene kadar. Oyuncakla oynuyormuşcasına seveceksin onu, hiç sıkılmayacak, uğraştıkça uğraşacaksın. En sonunda muhteşem bir şey yaratacaksın herkesin bayıldığı, hayran kaldığı. İşte budur seni hayata bağlayan güç, yapabilme, hem de en güzelini yapabilme yeteneği...
Hakkımda
- Şeker Hamurundan Pastalar
- İşte bu zihniyetle ilerleyen, kendi halinde pasta yapmaya çalışan ve onları insanlara begendirmeyi ilke edinmiş birisidir Ayfer.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder